Osmanlı Devleti’nin iyice zayıfladığı ve etkisiz hale geldiği 20. yüzyılın başlarında düşman devletler süregelen savaşlar sonucunda “Mondros Ateşkes Antlaşması” ile Anadolu topraklarını aralarında birer birer paylaştırdı. Osmanlı’nın kendini düşmanlara teslim etmesinin mümkün olmayacağını düşünen Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları bir bağımsızlık mücadelesi başlattı. Türk halkı asla başka devletlerin boyundurluğu altında yaşayamazdı. 19 Mayıs 1919 günü Atatürk Samsun’a ayak bastı ve milli mücadele başladı. Osmanlı Devleti siyasi olarak tanınmadı ve Atatürk önderliğinde 23 Nisan 1920 tarihinde TBMM kuruldu. 4 sene boyunca süren milli mücadele sürecinde umutsuzluğa kapılan halk zafere inandırıldı ve erkeğiyle, kadınıyla, çocuğuyla, yaşlısıyla dört bir koldan mücadeleler verildi. Zafer uğruna büyük zaiyatlar verildi, liseler mezunlar veremedi… 18 yaşından küçük çocuklar da dahil olmak üzere eli silah tutan herkes bu mücadeleye katıldı. Kurtuluş mücadelesi veren halkımız binlerce yıldır bu kadim coğrafyada yaşıyordu, peki ya işgalciler? Tanımadıkları, bilmedikleri bir coğrafyada kimi kimin evinden kovacaklardı? Sancılı geçen yılların ardından 30 Ağustos 1922 tarihinde kurtuluş mücadelesi başarılı olmuş, 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet ilan edilmiştir. Bu vatan kolay kazanılmadı, kolay da verilmeyecektir!
TEK PARTİLİ DÖNEM: (1923-1945)
Cumhuriyet’in ilanı sonrasında çeşitli inkılaplar, devrimler yapıldı. Savaşın yaraları sarılmaya ve ülkeyi kalkındırmak için çalışmalar yürütülmeye başlandı. Artık daha çağdaş ve modern bir Türkiye modeli karşımızda olacaktı… Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyetin ilan edildiği 1923 yılından 1938 yılında vefat edene dek ülkenin Cumhurbaşkanlığını yürüttü. Vefatının ardından silah arkadaşlarından ve başbakanlık görevini yürüten İsmet İnönü Cumhurbaşkanı olarak belirlendi. 1945 yılında kadar ülke tek parti sistemiyle yönetildi.
ÇOK PARTİLİ DÖNEM BAŞLANGICI: (1945-1960)
1945 yılında çok partili sisteme geçilse de muhalefet partileri yine de başarı elde edemedi. 1950 yılında yapılan genel seçimlerde ise Demokrat Parti iktidara geldi ve Adnan Menderes Başvekil olarak belirlendi. Cumhurbaşkanlığı görevini ise Celal Bayar üstlendi. 1960 yılında yapılan darbeye kadar ülke 2 dönem boyunca Demokrat Parti tarafından yönetildi. 1960 İhtilali’nin sonucunda Adnan Menderes ve dönemin bakanları Hasan Polatkan ile Fatin Rüştü Zorlu idam edildi. Celal Bayar’ın aldığı idam cezası ise ilerleyen yaşından dolayı çok yaşayacağı öngörülmeyince hapis cezasına çevirildi ancak Celal Bayar 1986 yılında 103 yaşında vefat etti.
12 EYLÜL 1980’E GİDEN SÜREÇ:
Darbe sonrasında CHP ve Adalet Partisi İsmet İnönü başbakanlığında bir koalisyon hükümeti kurdu. Bir süre daha başbakanlık yapan İsmet İnönü son başbakanlık dönemini geçirdi, geriye kalan yıllarda ana muhalefet liderliğini sürdürdü. 1972 yılında CHP’den istifa etti ve Bülent Ecevit CHP genel başkanı oldu. 1974 yılında genel seçimler sonucunda Milli Selamet Partisi lideri Necmettin Erbakan ile koalisyon kurdu ve ilk defa başbakan oldu. 1974 yılında aynı zamanda Kıbrıs Barış Harekatı düzenlendi. 1977 yılında yapılan seçimlerde oy oranını %41’e çıkartan Ecevit CHP’si Türkiye’de bir sol partinin aldığı en yüksek oy rekoruna ulaştı. 1979 yılında yapılan ara seçimlerde başarısızlığa uğrayan Ecevit görevden çekildi ve Süleyman Demirel 25 Kasım 1979 tarihinde MSP ve MHP’nin desteğiyle bir azınlık hükûmeti kurdu. 12 Eylül 1980 tarihinde Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’in komutasındaki silahlı kuvvetler ülkenin yönetimine el koydu. Darbenin ardından Kenan Evren Cumhurbaşkanı seçildi.
DEMOKRASİ YENİDEN ŞEKİLLENİYOR: (1980 ve 1990’lı yıllar)
Kenan Evren’in Cumhurbaşkanlığı ile birlikte yapılan 1983 Genel Seçimlerinde ANAP tek başına iktidara geldi ve Turgut Özal Başbakan oldu. 1987 yılında yapılan referandum ile birlikte 80 Darbesi nedeniyle siyasi yasaklı olan Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan ve Alparslan Türkeş’in siyasi yasakları kaldırıldı. Turgut Özal’ın 1989’da Cumhurbaşkanı seçilmesiyle Yıldırım Akbulut 1989-1991 yılları arasında Başbakanlık yaptı. Onun ardından Mesut Yılmaz Başbakan oldu ve sadece 4 ay hükümette kalabildi. Süleyman Demirel, DYP ile 20 Kasım 1991’den 16 Mayıs 1993’e kadar Başbakanlık görevini yürüttü. Turgut Özal’ın 1993 yılında görevi başında vefat etmesinin ardından Cumhurbaşkanı seçildi ve yerine Başbakan olarak Tansu Çiller geçti. Çiller 1993 yılından 1996 yılına kadar 3 dönem Başbakanlık görevini yürüttü. Başbakanlığı süresince yaptığı gaflar ve 5 Nisan Kararları nedeniyle çokça eleştirildi. Çiller’in ardından yine kısa süreliğine Başbakanlık koltuğuna ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz geçti, yine 4 ay görevde kalabildi. 1996-1997 arasında ki 1 yıllık süreçte REFAH-YOL hükümeti kuruldu. Başbakan Necmettin Erbakan 28 Şubat 1997 Postmodern Darbesi ile zor durumda bırakıldı ancak pes etmedi. Hükümeti 30 Haziran 1997 yılına dek ayakta tuttu, ardından Refah Partisi kapatıldı ve kendisi de siyasi yasaklılar arasına alındı. Ardından boşalan Başbakanlık koltuğuna 3. kez Mesut Yılmaz geçti. ANAP-DSP hükümeti 1.5 yıl boyunca Mesut Yılmaz liderliğinde faaliyet gösterdi. 1999 Seçimleri sonuçlandığına DSP birinci parti oldu. Bülent Ecevit öncülüğünde DSP-ANAP-MHP hükümeti kuruldu. 1999 Büyük Marmara Depremi ve 2001’de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in MGK toplantısı esnasında Başbakan Bülent Ecevit’e Anayasa Kitapçığı fırlatmasıyla başlayan ekonomik kriz ile sarsılan hükümet büyük güç kaybına uğradı.
YENİ TÜRKİYE: (2000 ve sonrası)
1990’lı yıllara damgasını vuran çoğu parti 2002 Genel Seçimleri ile baraj altında kaldı. (MHP-DYP-ANAP) Fazilet Partisi’nden ayrılan yenilikçi kanat AK Parti’yi kurdu. Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi yasaklı olmasından mütevellit seçimlere Abdullah Gül ile girildi ve AK Parti 3 Kasım 2002 Genel Seçimleri sonucunda tek başına iktidara geldi. Abdullah Gül, I. AK Parti hükümetini kurarak Başbakanlık koltuğuna oturdu. 2003 Yılında siyasi yasağı kalkan ve Siirt’te yapılan ara seçimlerle milletvekili seçilen Recep Tayyip Erdoğan meclise girdi, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan oldu. 3 dönem boyunca kesintisiz 11 yıl Başbakanlık görevini yürüttü ve 2014 yılında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yerine seçildi. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte, Ahmet Davutoğlu’da AK Parti’nin ikinci genel başkanı ve Başbakan olarak seçildi. 2014-2016 arasında 3 dönem Başbakanlık yaptı ve AK Parti ile iki genel seçime girdi, girdiği her iki seçimde de AK Parti birinci parti olmayı başarsa da Kasım 2015 seçimlerinde AK Parti tek başına iktidara gelmedi. O yüzden Haziran 2015 yılında tekrardan bir genel seçim düzenlendi ve AK Parti tek başına iktidara geldi. Mayıs 2016’da Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlıktan istifası ile birlikte Binali Yıldırım Başbakan ve AK Parti’nin üçüncü genel başkanı seçildi. 15 Temmuz 2016’da FETÖ’cü darbe girişimi yaşandı ancak bu girişim halkın üstün çabası ile müdafaa edildi. 2017 Anayasa Referandumu ile Başkanlık sistemine geçildi ve Başbakanlık kaldırıldı, partili Cumhurbaşkanlığı sistemi getirildi. Bunun sonucunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan partisine geri döndü ve genel başkan seçildi. Recep Tayyip Erdoğan girdiği 2018 ve 2023 Genel Seçimleri’nde de iktidarını korudu.
KAPANIŞ:
Cumhuriyet acısıyla, tatlısıyla 100 yaşında koca bir çınar artık. Yapılan devrimler ve inkılaplarla beraber halkımız topluma kazandırıldı, kadınlarımız aktif hayatın içine girdi, eğitim seviyemiz ve kalitemiz gün geçtikçe arttı. Sanayileşme ile birlikte ülkemiz cazip bir üretim merkezi haline geldi. Kadim Cumhuriyetimiz dilerim ki yüzıllar boyunca bulunduğu coğrafyanın ve dünyanın en güçlü devletlerinden biri olmaya devam edip, bilim, ilim ve fen yolunda üstün başarılar elde eder. Milletimiz, Atamız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün açtığı yolda her zaman her şeyin en iyisine layıktır. Ülkemizin kuruluşunda canı pahasına mücadele eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere; mücadele veren silah arkadaşları ve genciyle, yaşlısıyla cephelere koşan tüm halkımızın ruhları şad olsun. Cumhuriyetin 100. Yılı kutlu olsun!
